ahmetbeyler
Yeni Üye
Yeni bir araştırma, dünya genelinde her 10 bireyden en az 4’ünün büyüye ve büyücülüğe inandığını ortaya koydu.
Hakemli bilimsel mecmua PLOS One’da yayımlanan araştırmada, ABD merkezli fikir kuruluşu Pew Araştırma Merkezi’nin ve başka biroldukca araştırma kuruluşunun 2008 ve 2017 içinde yaptığı anketlerden elde edilen datalar bir ortaya getirildi.
95 ülke ve 5 kıtadan 140 bin kişinin katıldığı bu anketlerde büyücülüğe yönelik inançlarla ilgili bir dizi soru yöneltilmişti. Bunlar içinde “Nazara inanır mısınız?”, “Bazı beşerler başımıza makus şeylerin gelmesine niye olan büyüler yapabilir mi?” üzere sorular yer alıyordu.
Imdependent Türkçe’de yer alan habere nazaran Washington’daki Amerikan Üniversitesi İktisat Kısmı’nda nazaranv alan Boris Gershman, bu sorulara verilen cevapları kıymetlendirdi ve bulgularını istatistiğe döktü.
Verileri incelenen şahısların yüzde 43’ünün, “Bazı beşerler başımıza makus şeylerin gelmesine niye olan büyüler yapabilir” tabirine katıldığı anlaşıldı.
Öte yandan, büyücülüğe yönelik inançlar, ülkeden ülkeye değerli farklılıklar gösterdi. Örneğin, İsveçlilerin yalnızca yüzde 9’u buna inanırken, Tunusluların en az yüzde 90’ı büyücülüğün gerçek olduğunu düşünüyordu.
Bunun yanı sıra ABD’lilerin yüzde 16,5’i, Rus vatandaşlarının da yüzde 56’sının büyücülüğe inandığı tabir edildi.
Gershman, eğitim ve refah düzeyinin yüksek olduğu bölgelerde büyücülüğe inancın daha az olduğunu söylemiş oldu. Fakat bu çeşit inançlara eğitimli ve refah düzeyi yüksek şahıslar içinde da rastlamak mümkündü.
Araştırmacı, kurumların kâfi olmadığı, toplumsal itimadın sağlanamadığı ve önyargıların fazla olduğu bölgelerde bu inançların arttığını vurguladı.
Newsweek’e konuşan akademisyen, “Tarih boyunca cadılık, büyücülük inancının ana toplumsal fonksiyonlarından biri, alternatif sistemlerden mahrum toplumlarda toplumsal ahengi sağlamak ve tertibi sürdürmekti” tabirlerini kullandı.
“Bu fonksiyon, toplumsal sistemin resmi kurumlar (adil mahkemeler, muteber polis teşkilatı, verimli merkezi hükümet gibi) tarafınca tesirli bir biçimde sağlanmadığı toplumlarda daha önemliydi” diyen Gershman, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bu da büyücülük inancının niye kurumların zayıf olduğu ülkelerde daha yaygın olduğunu açıklıyor.”
Araştırmacı, eldeki datalar doğrultusunda en az bir milyar insanın büyüye inandığı kararına vardı. Lakin tahlil ettiği bulgular içinde Hindistan ve Çin’de yaşayan bireylerin dataları yoktu. İki ülke 2,8 milyar bireye konut sahipliği yapıyor. Bu niçinle Gershman, çalışmanın yeni bilgilerle desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.
Hakemli bilimsel mecmua PLOS One’da yayımlanan araştırmada, ABD merkezli fikir kuruluşu Pew Araştırma Merkezi’nin ve başka biroldukca araştırma kuruluşunun 2008 ve 2017 içinde yaptığı anketlerden elde edilen datalar bir ortaya getirildi.
95 ülke ve 5 kıtadan 140 bin kişinin katıldığı bu anketlerde büyücülüğe yönelik inançlarla ilgili bir dizi soru yöneltilmişti. Bunlar içinde “Nazara inanır mısınız?”, “Bazı beşerler başımıza makus şeylerin gelmesine niye olan büyüler yapabilir mi?” üzere sorular yer alıyordu.
Imdependent Türkçe’de yer alan habere nazaran Washington’daki Amerikan Üniversitesi İktisat Kısmı’nda nazaranv alan Boris Gershman, bu sorulara verilen cevapları kıymetlendirdi ve bulgularını istatistiğe döktü.
Verileri incelenen şahısların yüzde 43’ünün, “Bazı beşerler başımıza makus şeylerin gelmesine niye olan büyüler yapabilir” tabirine katıldığı anlaşıldı.
Öte yandan, büyücülüğe yönelik inançlar, ülkeden ülkeye değerli farklılıklar gösterdi. Örneğin, İsveçlilerin yalnızca yüzde 9’u buna inanırken, Tunusluların en az yüzde 90’ı büyücülüğün gerçek olduğunu düşünüyordu.
Bunun yanı sıra ABD’lilerin yüzde 16,5’i, Rus vatandaşlarının da yüzde 56’sının büyücülüğe inandığı tabir edildi.
Gershman, eğitim ve refah düzeyinin yüksek olduğu bölgelerde büyücülüğe inancın daha az olduğunu söylemiş oldu. Fakat bu çeşit inançlara eğitimli ve refah düzeyi yüksek şahıslar içinde da rastlamak mümkündü.
Araştırmacı, kurumların kâfi olmadığı, toplumsal itimadın sağlanamadığı ve önyargıların fazla olduğu bölgelerde bu inançların arttığını vurguladı.
Newsweek’e konuşan akademisyen, “Tarih boyunca cadılık, büyücülük inancının ana toplumsal fonksiyonlarından biri, alternatif sistemlerden mahrum toplumlarda toplumsal ahengi sağlamak ve tertibi sürdürmekti” tabirlerini kullandı.
“Bu fonksiyon, toplumsal sistemin resmi kurumlar (adil mahkemeler, muteber polis teşkilatı, verimli merkezi hükümet gibi) tarafınca tesirli bir biçimde sağlanmadığı toplumlarda daha önemliydi” diyen Gershman, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bu da büyücülük inancının niye kurumların zayıf olduğu ülkelerde daha yaygın olduğunu açıklıyor.”
Araştırmacı, eldeki datalar doğrultusunda en az bir milyar insanın büyüye inandığı kararına vardı. Lakin tahlil ettiği bulgular içinde Hindistan ve Çin’de yaşayan bireylerin dataları yoktu. İki ülke 2,8 milyar bireye konut sahipliği yapıyor. Bu niçinle Gershman, çalışmanın yeni bilgilerle desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.