Çin medyası birleşme kontrolünde atılım yapıldığını bildirdi, ayrıntılar hâlâ belirsiz

amerikali

Yeni Üye
Çin'deki çeşitli haber medyasına göre, devlete ait Çin Ulusal Nükleer Şirketi (CNNC), Huanliu-3 (HL-3) füzyon araştırma reaktöründe “gelişmiş manyetik alan yapısını” keşfetmeyi ve uygulamayı ilk kez başardı. Raporlara göre bu, HL-3'ün nükleer füzyon tesislerinin işleyişini kontrol etme yeteneğini önemli ölçüde artıracak. Ancak CNNC, ilerlemenin tam olarak nelerden oluştuğu ve nasıl başarıldığı konusunda herhangi bir ayrıntı vermiyor. Şirketin internet sitesinde iddia edilen buluştan bahsedilmiyor bile.


Reklamcılık



HL-3, Çin tarafından geliştirilen kontrollü nükleer füzyona yönelik büyük ölçekli bir araştırma tesisidir. Kontrollü nükleer füzyon, güneşteki doğal süreçlerle aynı prensibi kullanarak enerji ürettiği için buna “yapay güneş” deniyor. HL-3, 2023'ün sonundan bu yana ortak araştırmalar için uluslararası topluluğa açık. Ortak uluslararası deneylerin ilk turu, aralarında Fransız Alternatif Enerjiler ve Nükleer Enerji Ajansı (CEA) ve Japonya'daki Kyoto Üniversitesi'nin de bulunduğu 17 araştırma enstitüsü ve üniversiteyi içeriyordu.

Çin de ITER projesine dahil oldu


Avrupa Birliği, ABD, Rusya, Hindistan, Japonya ve Güney Kore'nin yanı sıra Çin de Fransa'nın Cadarache kentinde Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktörün (ITER) inşasında yer alıyor. HL-3'ten elde edilen bilgiler de bu büyük uluslararası projeye dahil edilebilir. Deneysel bir reaktör olarak ITER, nükleer füzyon yoluyla enerji üretmenin teknik ve bilimsel fizibilitesini göstermeyi amaçlamaktadır. ITER'in test operasyonunun 2025 yılında yapılması planlanıyor. Çin, nükleer enerji endüstrisinin uzun vadeli kalkınma hedeflerinin bir parçası olarak en geç 2035 yılına kadar endüstriyel bir prototip oluşturmayı ve yüzyılın ortasına kadar nükleer füzyon enerjisini kullanmayı hedefliyor.

Füzyon araştırmalarında daha fazla ilerleme


Ocak ayında Çinli bir araştırma ekibi, HL-3 tokamak'ın ilk kez bir mega amperlik (MA) plazma akımıyla sözde yüksek hapsetme işlemini (H modu) başardığını bildirdi. Bu mod, sınırlı plazmanın performansını artırır ve ateşleme aşamasına giden yolda bir kilometre taşı olarak kabul edilir.



Nükleer füzyonda “yüksek sınırlama modu” (H modu) terimi, özellikle tokamak reaktörlerinde plazmanın artan enerji sınırlama kapasitesine sahip olduğu bir çalışma durumunu ifade eder. H modunda, plazmanın kenarında enerji kaybını azaltan bir taşıma bariyeri oluşur. Bu, plazmada daha yüksek sıcaklıklara ve yoğunluklara yol açar ve füzyon reaksiyonları için koşulları iyileştirir.

H modunun önemli bir özelliği, Kenar Taşıma Bariyeri (ETB) adı verilen yüksek basınç gradyan katmanının ortaya çıkmasıdır. Bu bariyer, enerjinin ve parçacıkların radyal kaybını azaltarak tokamak içinde daha yoğun ve daha sıcak bir plazma oluşmasını sağlar.

H modunda, “kenarda yerelleştirilmiş modlar” (ELM'ler) adı verilen, ani enerji kayıplarına yol açabilen periyodik dengesizlikler meydana gelebilir. Füzyon reaktörünün kararlı çalışmasını sağlamak için bu ELM'lerin kontrol edilmesi gerekir.







Diğer füzyon deneyleri de yakın zamanda başarıya ulaştı: ABD savunma ve nükleer şirketi General Atomics'ten bir ekip, DIII-D tokamak kullanarak 2,2 saniye boyunca önceden düşünülen olası sınırın yüzde 20 üzerinde bir plazma yoğunluğuna ulaşmayı başardı. Aynı zamanda enerjiyi plazmada kilitleme yeteneğini de yüzde 50 oranında geliştirdiklerini söylüyorlar.

Güney Kore araştırma reaktörü KSTAR da 48 saniye boyunca 100 milyon santigrat derece iyon sıcaklığına ulaştı. Plazma 100 saniyeden fazla stabil kaldı. Amaç, plazmayı 300 saniyeye kadar 100 milyon derecenin üzerinde tutmaktır.


(vza)



Haberin Sonu