ESA’nın Öklid uzay teleskobu: Hizmete alma sırasında bulunan sorunlar ve çözümler

amerikali

Yeni Üye
Avrupa’nın bir sonraki büyük uzay teleskobu Euclid’in Temmuz ayında fırlatılmasının ardından hizmete alınması sırasında çeşitli sorunlar ortaya çıktı, ancak bunların bilimsel çalışmalar üzerinde neredeyse hiçbir etkisinin olmadığı söyleniyor. ESA, üç sorunlu alanın açıklamasının ardından bunu garanti ediyor. Buna göre sonda, uzayda hassas yönlendirmeyle ilgili sorunlar yaşıyor, dağınık ışıktan kısmen rahatsız oluyor ve özellikle aktif güneşten çok fazla radyasyon alıyor. ESA, uzayda haftalarca süren görevlendirmenin tam da bu tür zorlukları tespit etmek için yapıldığını yazıyor. İlk zorluk çözülmek üzere, ikincisi aşılabilir ve üçüncüsü ise yalnızca “marjinal” sonuçlar doğuracak.

Reklamcılık



Çeşitli sorunlar ve bunların çözümleri


İlk olarak yıldızların konumuna göre sondayı yönlendirmekten sorumlu olan sensörün onları “izole durumlarda” bulamadığı fark edildi. Sorumlular bir yandan bunu uzaydaki koşulların simüle edilmesinin zor olmasına bağlıyor. Başlamadan önceki testler bu nedenle zordur ve bu nedenle bu tür sapmalar beklenebilir. Ayrıca Güneş’ten ve Samanyolu’ndaki diğer kaynaklardan gelen kozmik radyasyon da gözlemlere müdahale edebilir. ESA haftalardır sorunu çözmek için çalışıyor ve ilk testler artık bir çözüm bulunduğunu gösteriyor.

Ek olarak, devreye alma sırasında, itici tutuculardan birinden görünür ışık cihazının (VIS) üzerine bir miktar güneş ışığının düştüğü ve hizalamanın uygun olmaması durumunda görüntüleri parlaklaştırdığı fark edildi. Bir karşı önlem olarak, görevin verimliliği açısından sonuçlar doğurabilecek gözlem planında değişiklik yapıldı. Ama bu hâlâ araştırılıyor. ESA ayrıca, özellikle elverişsiz bir hizalamada bile, güneş patlamalarından gelen X ışınlarının sensörlere ulaşabildiğini yazıyor. Güneş aktivitesine bağlı olarak bu, sorun çözülmediği takdirde Öklid’in planlanan verilerin yaklaşık yüzde üçünü kaybedeceği anlamına gelebilir. Ama şu anda bunun üzerinde çalışıyoruz.

ESA, bu sorunlara rağmen uzay teleskobunun evrenin dikkat çekici görüntülerini çekeceğini ve karanlık madde ve karanlık enerji hakkındaki anlayışımıza katkıda bulunacağını garanti ediyor. Cihazın, yıldızlı gökyüzünün yaklaşık üçte birini analiz etmek için cihazlarını kullanması amaçlanıyor; geri kalanına Samanyolu, yıldızlararası toz veya güneş sistemindeki dağınık madde hakimdir ve bu da orada planlı gözlemleri imkansız hale getirir. Uzay teleskopunun, ön plandaki büyük nesnelerin neden olduğu galaksilerdeki zayıf bozulmaları araştırması bekleniyor. Bu zayıf kütleçekimsel merceklenme etkisi yalnızca istatistiksel analizlerle değerlendirilebilir ve karanlık maddenin dağılımını netleştirmeyi amaçlamaktadır.


(mho)



Haberin Sonu