ahmetbeyler
Yeni Üye
Hrant Dink Vakfı’na dünkü ziyaretinde “Hrant Dink’in tetikçisi mahpusta lakin gerçek katiller çabucak hemen aydınlığa çıkarılmadı, çabucak hemen bulunmadı” tabirlerini kullanan Kemal Kılıçdaroğlu başları karıştırdı.
Nedim Şener Hürriyet’teki köşesinden CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na seslendi. FETÖ bağı ortaya çıkarılan suikastla ilgili Nedim Şener Kılıçdaroğlu’na “O karanlık güç sizi girdabına çekiyor” diye yazdı.
Nedim Şener’in yazısı şöyleki:
“15 Temmuz darbe teşebbüsü daha sonrası FETÖ’cülerin ortaya attığı “Kontrollü darbe” palavrasını rapor haline getiren CHP’nin Genel Lideri Kılıçdaroğlu, bir müddetdir hatalı hatasız ayrımını bir kenara bırakarak “KHK’lıları iade edeceğiz” diyerek, FETÖ’cülere tekrar devlet takımlarına dönme umudu vermeye çalışıyor. Hatta CHP’nin bu mevzuda düzenlediği son görüşmede kürsüye, Bylock kullanıcısı olan ve FETÖ üyeliğinden 6 yıl 3 ay mahpus cezası alan Cem Şenyayla isimli kişiyi çıkartıp gaye gösterdiler.
Kılıçdaroğlu dün bir adım daha ileriye gitti, Hrant Dink Vakfı’nı ziyareti daha sonrası, “Hrant Dink’in, rahmetlinin tetikçisi mahpusta lakin gerçek katiller çabucak hemen aydınlığa çıkarılmadı, çabucak hemen bulunmadı. Şayet siz ‘Karanlık güç odaklarıyla gayret edeceğim’ diye yola çıkıyorsanız gerçek katillere ulaşmalısınız ve onları bulmalısınız” dedi.
ERGENEKON KUMPASI İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ
Kemal Kılıçdaroğlu hatırlamıyor olsa gerek ya da hedefi farklı. Hrant Dink cinayetindeki gerçeği de gerçek katilleri de biliyoruz.
Gerçek şudur: 19 Ocak 2007’deki Hrant Dink cinayeti, Fetullahçı Terör Örgütü üyesi istihbaratçıların, 12 Haziran 2007’de Ergenekon kumpasını başlatmak için işlenmesine göz yumdukları bir suikasttır.
Tetikçilerin gerisindeki gerçek katiller ise istihbaratçısı, savcısı, hâkimi ve gazetecisiyle Fetullahçı Terör Örgütü’dür.
Cürüm ortakları ise cinayeti Atatürkçülerin, Ulusalcıların, Milliyetçilerin işlediği algısını yaratarak gerçek faili gizleyen ve Kılıçdaroğlu’nun pek sevdiği Liberallerdir.
CİNAYETİ KARARTAN ALTAN’A DİNK MÜKAFATI
Başında da, Hrant Dink cinayetini karartan manşetler atan ve 2012’de de Hrant Dink Mükafatı verilen, Yasemin Çongar, FETÖ paçavrası Taraf’ı yöneten tetikçi Ahmet Altan, bugün CHP’ye akıl hocalığı yapan ve Hrant Dink ile dostluğunu kullanan Liberaller gelmektedir.
2007 ile 2012 içinde FETÖ’nün denetimindeki 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sergilenen tiyatrodan daha sonra, “Dink cinayetinde örgüt kontağı yoktur, cürüm çetesi işlemiştir” denerek tetikçiler cezalandırılırken, duruşma salonunda yer bulamazdınız.
Milletvekilleri, sanatkarlar, müellifler, yabancı hukukçu ve siyasetçiler Beşiktaş sokaklarını doldururdu. Misal yargılama tiyatrosu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, “kamu bakılırsavlilerinin aktif soruşturmadığı nedeni öne sürülerek” verilen hak ihlali sonucuna dayalı olarak FETÖ üyesi savcı Muammer Akkaş tarafınca sergilenecekti. Lakin 17/25 Aralık daha sonrası vazifeden alınınca evraka bakan savcılar Yusuf Hakkı Doğan ile Gökalp Kökçü’nün yürüttüğü soruşturma Dink cinayetinde palavraların değil gerçeklerin konuşulmasını sağladı.
Savcı Gökalp Kökçü’nün, 2017’de hazırladığı iddianame ile açılan ve FETÖ mensuplarının yargılandığı duruşmalara niçinse bu çevreler hiç katılmadı. Dink davası birkaç arkadaşı haricinde sahipsiz kaldı. Zira katili beğenmiyorlardı. Onlar katil Atatürkçüler, Ulusalcılar çıksın istiyorlardı ancak gerçek katil işbirliği yaptıkları FETÖ çıktı.
14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu davanın 2021 yılı mart ayında açıklanan sonucunda şu karar yer aldı; “Mahkemece yapılan yargılama kararında, kelam konusu cinayet aksiyonunun FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün talimatları ve örgütün emel ve mefkurelerine uygun olarak mahkememiz belgesinde karar kurulan sanıkların iştiraki ile işlendiğine kanaat getirilmiştir.”
FETÖ ELEBAŞI GÜLEN DAVANIN SANIĞI
Bu kapsamda FETÖ mensubu istihbaratçılar Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer başta 26 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet dahil vadeli mahpus cezaları verildi. Dahası, mahkeme örgüt talimatıyla FETÖ’nün emeli doğrultusunda işlenen cinayet niçiniyle, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Zekeriya Öz, Adem Yavuz Arslan, Ekrem Dumanlı, Faruk Mercan üzere isimler hakkındaki yakalama sonucu çıkardı. Artık belge İstinaf Mahkemesi’nde karar için gün sayıyor. Ayrıyeten, tetikçiler hakkında FETÖ üyeliğinden bir soruşturma devam ediyor.
İşte size gerçekler, işte size 2007’den beri herkese, her yerde anlattığım gerçeklerin somutlaşmış hali.
BEDELİ her neyse GERÇEĞİ SAVUNACAĞIM
Gerçekten, Hrant Dink suikastının sekizinci yıldönümü olan 19 Ocak 2015’te CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki küme konuşmasında, cinayetin aydınlanması için yaptığım çalışmalar hakkında şunları söylemişti:
“Sekiz yıl evvel Hrant Dink öldürüldü. Sekiz yıldır asıl faillerin ve ardındaki örgütün ortaya çıkmasını bekliyoruz. Türkiye faili meçhuller ülkesi olmamalı. Bu ülkenin hiç bir yurttaşı faili meçhule kurban gitmemeli. Şayet bir kişi öldürülüyor, katlediliyorsa failleri yakalamak, ardındaki örgütleri ortaya çıkarmak hükümetlerin temel vazifesidir.
Hepiniz hayli yeterli bilirsiniz, gazeteci Nedim Şener. Bir kuyumcu titizliğiyle bu olayı sorguladı. Kitaplarını yazdı, dokümanlarını ortaya koydu. Mahpuslara atıldı ancak o yılmadı. Olayın aydınlanması için elinden gelen her çabayı gösterdi. Biz bu tıp uğraşları her vakit hürmetle karşılayacağız. Bedel ödense bile aydının toplumu aydınlatma nazaranvi olduğunu hiç unutmamalıyız. Ona da buradan hürmetlerimizi gönderiyoruz.”
Sayın Kılıçdaroğlu, 8 yıl evvel bunları söylemiş olduniz. 2007’den beri Hrant Dink cinayetini aydınlatırken, bana “Ergenekoncu” dediler, teröristlikle suçlayıp tutukladılar. Gerçekler için canımı esirgemedim. Artık de yandaşlarınız ahlaksızca iftira atıyor. Ve ben bu defa, bedeli ne olursa olsun size karşı gerçeği savunmaya devam edeceğim.”
Nedim Şener Hürriyet’teki köşesinden CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na seslendi. FETÖ bağı ortaya çıkarılan suikastla ilgili Nedim Şener Kılıçdaroğlu’na “O karanlık güç sizi girdabına çekiyor” diye yazdı.
Nedim Şener’in yazısı şöyleki:
“15 Temmuz darbe teşebbüsü daha sonrası FETÖ’cülerin ortaya attığı “Kontrollü darbe” palavrasını rapor haline getiren CHP’nin Genel Lideri Kılıçdaroğlu, bir müddetdir hatalı hatasız ayrımını bir kenara bırakarak “KHK’lıları iade edeceğiz” diyerek, FETÖ’cülere tekrar devlet takımlarına dönme umudu vermeye çalışıyor. Hatta CHP’nin bu mevzuda düzenlediği son görüşmede kürsüye, Bylock kullanıcısı olan ve FETÖ üyeliğinden 6 yıl 3 ay mahpus cezası alan Cem Şenyayla isimli kişiyi çıkartıp gaye gösterdiler.
Kılıçdaroğlu dün bir adım daha ileriye gitti, Hrant Dink Vakfı’nı ziyareti daha sonrası, “Hrant Dink’in, rahmetlinin tetikçisi mahpusta lakin gerçek katiller çabucak hemen aydınlığa çıkarılmadı, çabucak hemen bulunmadı. Şayet siz ‘Karanlık güç odaklarıyla gayret edeceğim’ diye yola çıkıyorsanız gerçek katillere ulaşmalısınız ve onları bulmalısınız” dedi.
ERGENEKON KUMPASI İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ
Kemal Kılıçdaroğlu hatırlamıyor olsa gerek ya da hedefi farklı. Hrant Dink cinayetindeki gerçeği de gerçek katilleri de biliyoruz.
Gerçek şudur: 19 Ocak 2007’deki Hrant Dink cinayeti, Fetullahçı Terör Örgütü üyesi istihbaratçıların, 12 Haziran 2007’de Ergenekon kumpasını başlatmak için işlenmesine göz yumdukları bir suikasttır.
Tetikçilerin gerisindeki gerçek katiller ise istihbaratçısı, savcısı, hâkimi ve gazetecisiyle Fetullahçı Terör Örgütü’dür.
Cürüm ortakları ise cinayeti Atatürkçülerin, Ulusalcıların, Milliyetçilerin işlediği algısını yaratarak gerçek faili gizleyen ve Kılıçdaroğlu’nun pek sevdiği Liberallerdir.
CİNAYETİ KARARTAN ALTAN’A DİNK MÜKAFATI
Başında da, Hrant Dink cinayetini karartan manşetler atan ve 2012’de de Hrant Dink Mükafatı verilen, Yasemin Çongar, FETÖ paçavrası Taraf’ı yöneten tetikçi Ahmet Altan, bugün CHP’ye akıl hocalığı yapan ve Hrant Dink ile dostluğunu kullanan Liberaller gelmektedir.
2007 ile 2012 içinde FETÖ’nün denetimindeki 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sergilenen tiyatrodan daha sonra, “Dink cinayetinde örgüt kontağı yoktur, cürüm çetesi işlemiştir” denerek tetikçiler cezalandırılırken, duruşma salonunda yer bulamazdınız.
Milletvekilleri, sanatkarlar, müellifler, yabancı hukukçu ve siyasetçiler Beşiktaş sokaklarını doldururdu. Misal yargılama tiyatrosu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, “kamu bakılırsavlilerinin aktif soruşturmadığı nedeni öne sürülerek” verilen hak ihlali sonucuna dayalı olarak FETÖ üyesi savcı Muammer Akkaş tarafınca sergilenecekti. Lakin 17/25 Aralık daha sonrası vazifeden alınınca evraka bakan savcılar Yusuf Hakkı Doğan ile Gökalp Kökçü’nün yürüttüğü soruşturma Dink cinayetinde palavraların değil gerçeklerin konuşulmasını sağladı.
Savcı Gökalp Kökçü’nün, 2017’de hazırladığı iddianame ile açılan ve FETÖ mensuplarının yargılandığı duruşmalara niçinse bu çevreler hiç katılmadı. Dink davası birkaç arkadaşı haricinde sahipsiz kaldı. Zira katili beğenmiyorlardı. Onlar katil Atatürkçüler, Ulusalcılar çıksın istiyorlardı ancak gerçek katil işbirliği yaptıkları FETÖ çıktı.
14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu davanın 2021 yılı mart ayında açıklanan sonucunda şu karar yer aldı; “Mahkemece yapılan yargılama kararında, kelam konusu cinayet aksiyonunun FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün talimatları ve örgütün emel ve mefkurelerine uygun olarak mahkememiz belgesinde karar kurulan sanıkların iştiraki ile işlendiğine kanaat getirilmiştir.”
FETÖ ELEBAŞI GÜLEN DAVANIN SANIĞI
Bu kapsamda FETÖ mensubu istihbaratçılar Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer başta 26 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet dahil vadeli mahpus cezaları verildi. Dahası, mahkeme örgüt talimatıyla FETÖ’nün emeli doğrultusunda işlenen cinayet niçiniyle, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Zekeriya Öz, Adem Yavuz Arslan, Ekrem Dumanlı, Faruk Mercan üzere isimler hakkındaki yakalama sonucu çıkardı. Artık belge İstinaf Mahkemesi’nde karar için gün sayıyor. Ayrıyeten, tetikçiler hakkında FETÖ üyeliğinden bir soruşturma devam ediyor.
İşte size gerçekler, işte size 2007’den beri herkese, her yerde anlattığım gerçeklerin somutlaşmış hali.
BEDELİ her neyse GERÇEĞİ SAVUNACAĞIM
Gerçekten, Hrant Dink suikastının sekizinci yıldönümü olan 19 Ocak 2015’te CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki küme konuşmasında, cinayetin aydınlanması için yaptığım çalışmalar hakkında şunları söylemişti:
“Sekiz yıl evvel Hrant Dink öldürüldü. Sekiz yıldır asıl faillerin ve ardındaki örgütün ortaya çıkmasını bekliyoruz. Türkiye faili meçhuller ülkesi olmamalı. Bu ülkenin hiç bir yurttaşı faili meçhule kurban gitmemeli. Şayet bir kişi öldürülüyor, katlediliyorsa failleri yakalamak, ardındaki örgütleri ortaya çıkarmak hükümetlerin temel vazifesidir.
Hepiniz hayli yeterli bilirsiniz, gazeteci Nedim Şener. Bir kuyumcu titizliğiyle bu olayı sorguladı. Kitaplarını yazdı, dokümanlarını ortaya koydu. Mahpuslara atıldı ancak o yılmadı. Olayın aydınlanması için elinden gelen her çabayı gösterdi. Biz bu tıp uğraşları her vakit hürmetle karşılayacağız. Bedel ödense bile aydının toplumu aydınlatma nazaranvi olduğunu hiç unutmamalıyız. Ona da buradan hürmetlerimizi gönderiyoruz.”
Sayın Kılıçdaroğlu, 8 yıl evvel bunları söylemiş olduniz. 2007’den beri Hrant Dink cinayetini aydınlatırken, bana “Ergenekoncu” dediler, teröristlikle suçlayıp tutukladılar. Gerçekler için canımı esirgemedim. Artık de yandaşlarınız ahlaksızca iftira atıyor. Ve ben bu defa, bedeli ne olursa olsun size karşı gerçeği savunmaya devam edeceğim.”