Koklama Robotu: Biyolojik sensör çekirge anteni kullanıyor

amerikali

Yeni Üye
Tel Aviv Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, bir robota koku alma duyusu veren çöl çekirgesi antenlerine dayalı biyolojik bir sensör geliştirdiler. Bir yapay zeka (AI), antenlerden gelen elektrik sinyallerini belirli kokular atanabilecek şekilde yorumlar. Sistemin, geleneksel koku sensörlerinden yaklaşık 10.000 kat daha hassas olduğu söyleniyor.


Hayvanların ve böceklerin koku alma organları, elektronik koku alma sensörlerinden açıkça üstündür. Fleischman Mühendislik Fakültesi ve Sagol Nörobilim Okulu’ndan Dr. Ben Maoz, elektronik koku dedektörlerinin “hala milyonlarca yıllık evrime ayak uyduramadıklarını” açıklıyor. Bu nedenle insanlar, örneğin havaalanlarında uyuşturucu madde ararken, koku alma duyusu daha gelişmiş olan ve köpeğin özel eğitimi ile birlikte yüksek ve güvenilir bir tespit performansı sağlayan köpekleri kullanırlar.


Önerilen Haber Amaçlı İçerik



İzninizle, harici bir YouTube videosu (Google Ireland Limited) buraya yüklenecek.



Her zaman YouTube videosunu yükle

YouTube videosunu şimdi yükle




Tel Aviv Üniversitesi’nden araştırmacılar “böcek burnu” ilkesini açıklıyor.




İnsanların ve hayvanların duyu organları, farklı sinyalleri tanıyabilen ve ayırt edebilen reseptörler kullanır. Bunlar elektrik sinyallerine dönüştürülür ve beyinde çözülür. Bilim adamlarına göre, böcekler duyusal sinyalleri alma ve işleme konusunda özellikle iyidir, araştırma ekibi Biosensors and Bioelectronics dergisinde yayınlanan “The Locust anten as an koku ayrımcı” adlı çalışmasında yazıyor. Örneğin, bir sivrisinek havadaki karbondioksit içeriğindeki yüzde 0,01’lik bir farkı algılayabilir. Bilim adamları, “Bugün böceklerin yetenekleriyle eşleşebilecek sensörler geliştirmekten çok uzağız” diyor.

Çekirgenin koku alma organlarına dokunun


Geliştirdikleri biyolojik koku alma sensörü, böceğin birincil koku alma organı olan bir çöl çekirgesinin antenlerine dayanmaktadır. Araştırma ekibi, farklı kokulara tepki olarak oluşan elektrik sinyallerini okumayı başardı. Makine öğreniminin yardımıyla bir koku kitaplığı oluşturdular. Sistem daha sonra belirli bir kokunun tam olarak ne zaman oluştuğunu belirleyebildi. Başlangıçta bu, sardunya, limon ve badem ezmesi dahil olmak üzere sekiz koku ile sınırlıydı. Başka bir deneyde, bilim adamları kütüphaneyi oldukça sıra dışı diğer kokuları içerecek şekilde genişletti. Örneğin, farklı İskoç viskisi türlerini tanımlayabildiler.


Projeyi Profesör Aimir Ayali ile birlikte yöneten Profesör Yossi Yovel, “Standart ölçüm cihazlarıyla yapılan bir karşılaştırma, sistemimizdeki böcek burnunun hassasiyetinin bugün kullanılan cihazlardan yaklaşık 10.000 kat daha yüksek olduğunu gösterdi” diye özetliyor. Zooloji Okulu’nda ve Sagol Nörobilim Okulu’nda.


Gösteri amacıyla, bilim adamları koku sensörünü dört tekerlekli bir arabaya bağladılar. Araştırma ekibi, örneğin patlayıcıları ve uyuşturucuları koklamayı pratik bir uygulama olarak görüyor. Ayrıca, hastalıklar tespit edilebilir. Maoz’a göre “böcek burnu” ilkesi görme ve dokunma gibi diğer duyulara da uygulanabilir.


(eski)



Haberin Sonu