Necrorobotics: Ölüler robotlar olarak tekrar yükseldiğinde

amerikali

Yeni Üye
Bir korku filminden sahneler veya Stephen King’in bir hikayesi olabilir: İnternet sohbetinde, ölen bir arkadaş aniden tipik, hatasız şakalarıyla geri bildirimde bulunur. Torununa yatmadan önce masal okumak isteyen ölmüş babaannenin sesi akıllı hoparlörden geliyor. Ancak ölü ruhların bu dirilişi edebi hayal gücünden kaynaklanmıyor, mevcut AI teknolojisi ile mümkün oluyor.


Öte yandan, burada gerçekleşen güzel rüyalar mı yoksa kabuslar mı olduğu şüphelidir. HRI (İnsan-Robot Etkileşimi) konferansında, İsveç’teki Lund Üniversitesi’nde araştırmacı olan Stefan Larsson, bu nedenle şimdi bu tür “diriliş teknolojilerini” Nekrorobotik başlığı altında incelemeyi ve eleştirel bir şekilde sorgulamayı önerdi.

AI’nın Altın Çağı?


Örneğin, “belirli bir kişinin” konuşmasını görüntüler, ses kayıtları, elektronik mesajlar veya diğer metinler gibi “sosyal verilerden” yeniden yapılandıran chatbot, Microsoft tarafından geliştirildi ve US 10,853,717 B2 ABD patenti ile korunuyor. Ve öbür dünyadan gelen büyükannenin sesi, geçen yaz ses asistanı Alexa için yeni bir özellik olarak Amazon Başkan Yardımcısı Rohit Prasad tarafından sunuldu. Prasad, ölen kişinin sesini yeniden oluşturmak için bir dakikadan az bir konuşma kaydının yeterli olduğunu açıkladı ve ekledi: “Şüphesiz, hayallerimizin ve bilim kurgumuzun gerçeğe dönüştüğü yapay zekanın altın çağında yaşıyoruz.”


Larsson’a göre, bu teknolojilerin sadece ölenlerin sesleri ve konuşma biçimleriyle sınırlı kalmaması, yakında ölülerin de video kayıtlarında yeniden canlandırılabilmesi – Koreli Jang örneğinde olduğu gibi – öngörülebilir. Ji-sung, ölen 7 yaşındaki kızı Na-Yeon’un kızı sanal gerçeklikte tekrar buluşabilir. Bir annenin kendi çocuğunu fiilen diriltmesi muhtemelen etik olsa da, asıl soru kimin böyle bir eyleme hakkı olduğudur. Cevaplanmayan sorular arasında merhumun verilerinin nasıl ele alınacağı da vardı: Kime ait? Yetkisiz erişime karşı nasıl korunabilirler? Son olarak, diriltme teknolojilerinin, örneğin ölülerin ruhlarıyla yaslıları korkutmak ve onlara eziyet etmek gibi amaçlarla kötüye kullanılabileceği de düşünülebilir.

Larsson, uzun bir yas tutma ve ölüleri anma tarihine eklenen yeni teknolojilerin, aynı zamanda bazı açılardan bu geleneklerin bir doruk noktası olduğunu açıklıyor. Bu nedenle teknik gelişmelerin yakından takip edilmesi ve normatif konuların ele alınması gerekmektedir.


(kbe)



Haberin Sonu