Vatandaş Rıza’yı kurtaran general

ahmetbeyler

Yeni Üye
Yeşilçam’ın usta oyuncusu Cüneyt Arkın’ın Kırmızı Kedi Yayınevi’nden “Benim Kahramanım Türk Halkıdır” isimli kitabı çıktı. Cüneyt Arkın, kitabında, anılarını anlatıyor.

Gecekondusunu otomobiliyle yıkan fabrikatörün oğluna karşı verdiği uğraşla simgeleşmiş sinema olan “Vatandaş Rıza”, Cüneyt Arkın’ın direktörlüğünü yaptığı 1979 üretimi sinema sineması. İşte Cüneyt Arkın, kitabında, sinemanın sansür konseyinden nasıl geçtiğini anlatıyor. Arkın, anlattığı öyküsünde, eski Jandarma Genel Kumandanı Orgeneral Eşref Bitlis’in ismini veriyor:



“… Kıbrıs’ta çıkartma devrinde Evvel Vatan sinemasını çekiyorduk. Zorluk, çaresizlik, yokluk ortasında ne büyük kahırlar çektiğimizi General Eşref Bitlis Paşa görmüş, halimize acıyarak yardım etmişti. Sansür sıkıntısını kendilerine anlattım. Sineması görmek istedi. birlikte seyrettik. Üç gün daha sonra Vatandaş İstek sansürden çıktı.

NASIL TANIŞTILAR

Kelam konusu olayı köşesinde taşıyan Sözcü gazetesi müellifi Aytunç Erkin ise, “’Emek mücadelesini’ anlatan ‘Vatandaş Rıza’ sinemasını seyreden Bitlis Paşa, sinemanın önünü açan subay!” diye yazdı.

Dün Cüneyt Arkın’la konuştuğunu da söz eden Aytunç Erkin, Arkın’a, Eşref Bitlis ile nasıl tanıştıklarını sorduğunu söylemiş oldu. Arkın’ın, Erkin’e verdiği karşılık şöyleki:

“Vatandaş Rıza’yı çekerken Bolu’da Atatürk Anıtı önünde bir sahne vardı. Beni fotoğraf çektiğim için gözaltına aldılar. Eşref Paşa müdahale etti ve özgür kaldım. daha sonra sinemada ‘Kalk Vatandaş İstek ayağa kalk’ sahnesinden dolayı filmi sansürlediler. Ankara’da Eşref Paşa ile görüştüm ve sansür kalktı. Yiğit bir komutandı. hayatını kaybedene kadar aile dostumuz oldu.”

niye KABUL ETMEDİ


Cüneyt Arkın’ın, James Bond sinemasında oynamayı niye kabul etmediğine dair görüşü ise şöyle:



“James Bond sinemasında oynamak için teklif alınca, ne kadar Bond sineması var ise dikkatle izledim. Nasıl Amerika dünyada en kuvvetli, en yenilmez devletse, insan olarak James Bond da her ne kadar İngiliz casusu olsa da gücü ve yenilmezliğiyle adeta Amerika’yı temsil ediyordu. Genel manasıyla, kapitalizmin bir eseriydi. Kapitalizmin şımarık, kibirli, kendinden diğer kimseyi sevmeyen, acımasız bir sembolüydü. Aldatmayı, sömürmeyi seviyordu. Güce tapıyor, güçsüzün karşısında zalim kesiliyordu. Gücün, kuvvetlinün iktidarı için savaşıyordu. Kabul edemezdim.”

Aytunç Erkin, yazısını ise, “Düzenin çıkarı, hakkını arayan Vatandaş İstek çıkartmamaktan geçiyor. Toplumun çıkarı ise ‘Rıza’ların artmasında! Bizim de 40 yaşında ölen bir ‘Rızamız’ vardı o da anıt gibiydi!” kelamlarıyla noktaladı.

EŞREF BİTLİS KİMDİR

Eşref Bitlis, 1933 yılında Malatya’da doğmuştur. 1952 yılında Kara Harp Okulu’ndan teğmen rütbesi ile mezun oldu. 1954 yılında ise Polatlı Topçu Okulu’nu bitirerek mezun oldu. 1966 yılında lisansüstü seviyede eğitim ve öğretim veren Kara Harp Akademisi’ni tamamladı. Almanya’da lisan eğitimini tamamladıktan daha sonra 1969 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi’nden mezun oldu. 1973’de Alman Harp Akademisi’ni tamamladı.

Bir yıl Kara Harp Akademisi’nde başöğretmen olarak bakılırsav yaptı. 1974 Kıbrıs Harekatı esnasında Eşref Bitlis Albay rütbesi ile Kıbrıs Türk Alayı komutanlığına atandı. 1978’de tuğgeneral oldu ve Bolu Komando Tugay Komutanlığına getirildi. 1982’8. Tümen Kumandanı oldu. çabucak sonrasında 1986 yılında korgeneral rütbesine yükseldi. 1988 yılında Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Kumandanı oldu. 1990 yılında orgeneral rütbesine yükselen Eşref Bitlis 20 Ağustos 1990 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı olarak atandı.

Eşref Bitlis, 17 Şubat 1993 tarihinde Ankara‘da Güvercinlik Havaalanı’ndan Diyarbakır‘a gitmek üzere ortasında bulunduğu uçağın çabucak hemen aydınlanamayan niçinlerle düşmesi kararı ömrünü kaybetti.



Kalkıştan 5 dakika daha sonra Ankara Yenimahalle Postanesi’nin yakınlarına düşen Beechcraft B200 King Air tipi uçakta Orgeneral Bitlis ile birlikteindeki buyruk subayı Albay Fahir Işık, uçağı kullanan Binbaşı Fahir Eliyar, Yüzbaşı Tuğrul Sezginler ve teknisyen Astsubay Başçavuş Emin Öner şehit oldu.